29 Ekim 2011 Cumartesi

Konuşmadığımız şeyler var

Boş yere..
bomboş kalbimin odaları bomboş
halsiz hissiz, nasıl bu kadar loş
gece insafsız benden bile sarhoş

sabahladım yedi gece durmadan üst üste
gittiği yerden arar diye
çok vicdansız, geceden bile sarhoş

fazla, hep dahasına meylimiz
bakma bize düşman kendimiziz

ben sana nerden tutuldum
yokluğunda hem nasıl duruldum 
sağ elimi solumla avuttum
boş yere, boş yere
hep boş yere..

kızmam eloğlu değilsin ki
şahaneyim demedin ki
olmadı kabul farkındayız en azından..

28 Ekim 2011 Cuma

çağrışımlar

Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi.
Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi.. Gecikmiş bir gizleme,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı.. Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mi

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yasadınız mı.. Yalanı sürmeye,
Yanlısı görmeye
Saklandınız mı...

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı..

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı..


Ö.A.

26 Ekim 2011 Çarşamba

Great Expectations

'Harcayabildiğimiz kadar çok para harcıyor ve insanlardan alabildiğimiz kadar az şey alıyorduk. Her zaman az ya da çok mutsuzduk ve akranlarımızın çoğu da aynı durumdaydı. Aramızda, her zaman çok eğlendiğimize dair bir kurmaca vardı ve bir de hiçbir zaman eğlenmediğimiz gerçeğinin iskeleti. Bildiğim kadarıyla bu, yaşıtlarımız arasında yaygın bir durumdu.'
Charles Dickens

25 Ekim 2011 Salı

anniversary

Bugün yalnızlığımın ay dönümü.. Ama aslında hayatın kendi çapında devam ettiğini anlamamın doğuşu..
Hani bazen kendini kapatırsın da hiç kimse dokunmasın istersin ya.. Nasıl büyük yalandır o! Bilakis tam da öyle zamanlarda dokunmalarıdır asıl istediğin, içinden geçen.. Dile getiremezsin, aklını okusunlar istersin ama olmaz. Henüz o yetenek kimseye bahşedilmemiştir ne olsa..

m.m.

"Meğer ben hayatı her şeyi yapmaya yetecek kadar uzun, kendimi ölümsüz sanmışım."

24 Ekim 2011 Pazartesi

Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead..

Bir gün..

Bir gün;
Fırtına dindiğinde,
Ve gökyüzü tekrar safir camgöbeği mavisindeyken,
Biz bir tepenin üstünde oturarak,
Seyredeceğiz güneşin öfkeli kırmızısını,
Erimiş kurşun denizine batarken.
Bir gün;
Yaşamın uzun çabası sona erdiğinde,
Ve boş ellerimiz kucaklarımızda dinlenirken,
Biz bir tepenin üstünde oturacağız,
Ve günlerin tantanalı geçit törenini izleyeceğiz:
Bir gülümseme ile birkaç gözyaşı ile ve içimizi çekerek.
Bir gün;
Sen ve ben, bir tepenin üstünde oturarak,
Gariplikler yapmaktan hoşlanan ve kendimizle alay eden bir kahkaha ile
Başlarımızı sallayacağız bilgece:
Çünkü hiçbir gün, o zaman göründüğü kadar parlak olmamıştı,
Ve hiçbiri o denli kapkara, bir umut ışığı barındırmayacak kadar.

Behice S. Boran